28 Ekim 2009 Çarşamba
ünlü (bir metrobüs macerası daha)
24 Ekim 2009 Cumartesi
alayına gider...
16 Ekim 2009 Cuma
3. cuma
3. hafta da bitti. Düşününce çok çabuk oldu. Ben bu 4 yıl geçmez okulu bırakıyım düşüncesindeyken 3 hafta geçti. Artık derslerde zorlaştı. Şu koskoca okulda beni en çok heycanlandıran lab. derslerinde beyaz önlük giycek olmamız. Doktor gibi. 2 foto çekip feys e de koycam. Zaten hoca önlük giyiceksiniz deyince aklıma direk bu geldi. Yalnız o diil de bugün yine 45 dk. bir otobüs bekledim ve otobüste olay oldu. Şivesinden anladığım kadarıyla trabzonlu bir adam ön kapıdan inmek istemesi ve şöförden olumsuz yanıt almasıyla başlayan tartışma muavin’in de araya girmesiyle büyüdü. ‘Ne alakası var burdan yolcu alıyorsunuzda niye indirmeysunuz da’ diye saçma bir cümle kursa da adam haklıydı. İndirse nolurdu. Bu tartışma devam ederken ben bir yandan kavga çıksın şu şöförü dövsün adam diye düşünürken diğer yandan ise kavga çıkmasın lan bekleyemem eve gitmek istiyorum ben diyordum. Bu sıra da adam şöföre el kaldırınca korkudan hemen telefonu çıkarıp telefonla ilgileniyormuş gibi yaptım. Şimdi mantıklı düşününce biri bana ‘kavgayı niye ayırmadın?’ diye sorunca ‘görmedim ki abi kız arkadaşıma mesaj atıyordum’ deme yüzsüzlüğünü gösterebilecekmiydim. Neyse öyle ya da böyle adam orta kapıdan indi. O zamana kadar hiçbir yolcudan ses gelmezken otobüs hareket edince herkez yanındakine ‘Delimidir nedir, amacı neydi bu adamın’ gibi cümleler kurdu adamın arkasından. Ama bundan daha da ilginç olan kısım ise şöförün arkasında oturan başörtülü teyzenin kime yaranmaya çalışıyorsa artık yaşından beklenmeyecek çeviklikte sağ ve sol kroşeleri havada sallayarak ‘şöföre vursaydı bende arkasından vurucaktım’ demesiydi. O anda içimden o kadar çok şey geldiki söylicek. Teyze olduğu için içimde kaldı hepsi. Zaten arkadan biri de babacan bir tavırla ‘merak etme teyze sana sıra gelmeden biz alırdık onu’ dedi. Teyzeye söyleyemediğim herşeyi o adama söyledim.
9 Ekim 2009 Cuma
sende yalanmışsın be üniversite
windows live writer diye birşey buldum çok güzel. Bundan yazıp kaydediyorum sora yine devam ediyorum çok güzel oluyor. Not defterinden kurtuldum artık.
Neyse işte üniversitedeki 2. haftamı da bitirdim artık. Bir tırt yokmuş lise konularını işliyoruz(en azından şimdilik.). Ama bu 2. hafta biterken şunu anladım ki elma ve armut müfradattan kaldırılırsa Türkiyedeki eğitim sistemi çöker. Türkçeden fizik’e, biyolojiden felsefeye her şeyde kullanıldı bu elma armut. Hatta herşeyin temeli dediğimiz matematiğin bile temeli elmayla armut a dayanıyor. Gecen gün koskoca profösör bile ‘elmayla armudu karıştırmayın’ dedi. İnsan üniversiteden farklı birşey bekliyor ama yok.
O diil de 2. haftadan sınav olduk ingilizceden. Sınavdan 1 gün önce hoca ‘sınav test olcak ama dogru cevabın nedenini de yazıcaksınız yoksa puan vermem’ dedi. Kağıtları verdikten sonra ‘şaka’ dedi. Böyle biri kendisi.