Evet uzun zaman oldu ve vizeler bitti. Herkezin (genel olarak) 1 hafta sürerken benimkisi 3 hafta sürdü ve cumartesi günleri de okula gitmek zorunda kaldım. 4 sınavın 2si iyi geçti diğer ikisi kötüydü. 2 si iyi derken zaten biri çan ın üstündeyim diye iyi diyorum yoksa 50 nin altında. Öyle ya da böyle bitti ilk vizeler ve bayram tatilin yaklaşmasıyla bende şimdiden tatil rehaveti oluştu.(Bu arada bayram demişken canım o kadar çok kavurma ve pilav istiyorki anlatamam. Yanına da bir ayran). Ama şunu da söyleyeyim bayramdan sonra günü gününe çalışıcam. Hele o kimyadan haksız yere aldığım düşük nottan sonra. Bu arada yazmadığım süre boyunca sınıfımla da kaynaştım. 65 erkek 4 kız. Genel olarak 70 kişilik grup değişmiyor. Bazı derslerden kalan insanlar sayesinde kız popülasyonu artsada ona bağlı olarak erkek sayısıda artıyor ve erkek başına düşen kız sayısında değişme gözlenemiyor. Tabi ki heryerde erkek olunca sınıftaki konuşulacak konular belli sınırlar içersinde kalıyor.’ Yok o kız sana yazdı, yok sana baktı kesin senden hoşlanıyor, git konuş bence, abi hep böyle tipsizlerin yanında güzel kızlar oluyor, gel şu çocuğu dövelim.’ Durum böyle olunca bende arkadaşlarımı kız popülasyonunun daha fazla olduğu sınıfta bulunan insanlardan seçiyorum(psikoloji ve hukuk). Mesela geçen gün bir sınıfın kapısında bekliyoruz içerdekiler çıksın biz gircez. Kapıdan merdivenlere kadar heryerde bizim sınıfın erkekleri(tamam bende varım aralarında) öbekler halinde muabbet ediyorlar. Kapı bir açıldı ve içerden çıkanların 2si erkek geri kalanda kızdı(sayamadım).İçeri girenlerinde hepsi erkekti. Uzun lafın kısası mühendislik harbiden zor lan.
28 Ekim 2009 Çarşamba
ünlü (bir metrobüs macerası daha)
24 Ekim 2009 Cumartesi
alayına gider...
16 Ekim 2009 Cuma
3. cuma
3. hafta da bitti. Düşününce çok çabuk oldu. Ben bu 4 yıl geçmez okulu bırakıyım düşüncesindeyken 3 hafta geçti. Artık derslerde zorlaştı. Şu koskoca okulda beni en çok heycanlandıran lab. derslerinde beyaz önlük giycek olmamız. Doktor gibi. 2 foto çekip feys e de koycam. Zaten hoca önlük giyiceksiniz deyince aklıma direk bu geldi. Yalnız o diil de bugün yine 45 dk. bir otobüs bekledim ve otobüste olay oldu. Şivesinden anladığım kadarıyla trabzonlu bir adam ön kapıdan inmek istemesi ve şöförden olumsuz yanıt almasıyla başlayan tartışma muavin’in de araya girmesiyle büyüdü. ‘Ne alakası var burdan yolcu alıyorsunuzda niye indirmeysunuz da’ diye saçma bir cümle kursa da adam haklıydı. İndirse nolurdu. Bu tartışma devam ederken ben bir yandan kavga çıksın şu şöförü dövsün adam diye düşünürken diğer yandan ise kavga çıkmasın lan bekleyemem eve gitmek istiyorum ben diyordum. Bu sıra da adam şöföre el kaldırınca korkudan hemen telefonu çıkarıp telefonla ilgileniyormuş gibi yaptım. Şimdi mantıklı düşününce biri bana ‘kavgayı niye ayırmadın?’ diye sorunca ‘görmedim ki abi kız arkadaşıma mesaj atıyordum’ deme yüzsüzlüğünü gösterebilecekmiydim. Neyse öyle ya da böyle adam orta kapıdan indi. O zamana kadar hiçbir yolcudan ses gelmezken otobüs hareket edince herkez yanındakine ‘Delimidir nedir, amacı neydi bu adamın’ gibi cümleler kurdu adamın arkasından. Ama bundan daha da ilginç olan kısım ise şöförün arkasında oturan başörtülü teyzenin kime yaranmaya çalışıyorsa artık yaşından beklenmeyecek çeviklikte sağ ve sol kroşeleri havada sallayarak ‘şöföre vursaydı bende arkasından vurucaktım’ demesiydi. O anda içimden o kadar çok şey geldiki söylicek. Teyze olduğu için içimde kaldı hepsi. Zaten arkadan biri de babacan bir tavırla ‘merak etme teyze sana sıra gelmeden biz alırdık onu’ dedi. Teyzeye söyleyemediğim herşeyi o adama söyledim.
9 Ekim 2009 Cuma
sende yalanmışsın be üniversite
windows live writer diye birşey buldum çok güzel. Bundan yazıp kaydediyorum sora yine devam ediyorum çok güzel oluyor. Not defterinden kurtuldum artık.
Neyse işte üniversitedeki 2. haftamı da bitirdim artık. Bir tırt yokmuş lise konularını işliyoruz(en azından şimdilik.). Ama bu 2. hafta biterken şunu anladım ki elma ve armut müfradattan kaldırılırsa Türkiyedeki eğitim sistemi çöker. Türkçeden fizik’e, biyolojiden felsefeye her şeyde kullanıldı bu elma armut. Hatta herşeyin temeli dediğimiz matematiğin bile temeli elmayla armut a dayanıyor. Gecen gün koskoca profösör bile ‘elmayla armudu karıştırmayın’ dedi. İnsan üniversiteden farklı birşey bekliyor ama yok.
O diil de 2. haftadan sınav olduk ingilizceden. Sınavdan 1 gün önce hoca ‘sınav test olcak ama dogru cevabın nedenini de yazıcaksınız yoksa puan vermem’ dedi. Kağıtları verdikten sonra ‘şaka’ dedi. Böyle biri kendisi.